Bağımlılık

 

Sigara Bağımlılığı:

Sigara insanda gerek fiziksel gerekse psikolojik bağımlılık yapmaktadır. Temel etkisi haz benzeri bir duygu oluşturmasıdır. Bağımlılığa neden olan faktörler yeterince incelenmezse, nikotin yoksunluğu geçtikten sonra kişi tekrar sigaraya başlayabilir. Bedensel, ruhsal ve davranışsal faktörler birbirleriyle yakın etkileşim halindedir. Örneğin fiziksel bağımlılık ruhsal sıkıntı doğurabilir. Ruhsal sıkıntı ve depresyon nikotin isteğini artırabilir. Davranışsal faktörler, örneğin otobüs beklerken, çay veya kahve içerken sigara içmek gibi, sigara isteğini artırabilir. Çevrede içenlerin çok olması, içmeyi cesaretlendirici ortam, çevreye özenme veya uyum gibi çevresel faktörlerin de sigara içme nedenleri arasında olduğu unutulmamalıdır.

Gece uzunca bir süre nikotine maruz kalmayan  birey sabah uyandığında düşük bir kan nikotin düzeyine sahiptir. Buna bağlı olarak bir çekilme bulguları oluşur ve güçlü bir sigara içme isteği doğar. Bu nedenle günün ilk sigarası oluşturduğu etkiler nedeniyle  günün izleyen saatlerinde içilen sigaralardan farklıdır. Günün ilk sigaraları kalp atım sayısını arttırır, diz refleksinin şiddetini düşürür, duygulanım düzeyini hazza doğru yükseltir. Bağımlıların genellikle en hoşlandıkları sigara günün ilk sigarasıdır.

Sigara bağımlılarında sigaranın kesilmesi kişiyi rahatsız eden belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Genel olarak yoksunluk tablosu veya sigara (nikotin) çekilmesi olarak tanımlanan bu durum, nikotin alımıyla ya da sigara içimiyle geçer. Sigara veya nikotin çekilmesi belirtileri, sigara içilmesiyle birlikte geçer böylece kişi kendini sıkıntıdan kurtaran bir ödül almış olur. Nikotin çekilmesi içindeyken içilen sigaranın  hem sıkıntıdan kurtarıcı hem de keyif verici özelliği vardır. Dolayısıyla hem negatif pekiştirici hem de pozitif pekiştirici olarak işlev görür.

Bağımlılık kriterlerine göre planlanan psikolojik tedavide “baş etme becerileri”, öfke kontrolü” , “iletişim becerileri”, aile görüşmesi gevşeme egzersizleri, motivasyona yönelik çalışmalar ve değişik terapi yöntemleri uygulanmaktadır.

 

Alkol Bağımlılığı:

Duygu durumunu düzeltmek için alınan alkol, olumsuz duygulardan geçici olarak uzaklaştırsa da asla sorunları çözmez ve sorunların daha da boyut değiştirerek büyümesine neden olur. Genelde egosu zayıf kişilerin akılcı çözüm yerine tercih ettikleri sorunlarla mücadele yöntemidir bu. Alkol bağımlılarının değersizlik, yetersizlik duyguları yoğundur ve benlik saygısı düşüktür. Alkol kaygıyı yatıştırır. Daha da önemlisi alkol kişide her şeyi yapabilme gücü ve duyguları oluşturur.

Alkolün zararları sayılamayacak kadar çoktur. Fiziksel ve ruhsal tahribatının yanı sıra, kişiyi ekonomik sıkıntıya sokması, ailesiyle ve sevdikleriyle sorunlar yaşamasına neden olması, toplumsal huzuru bozması, suça teşvik etmesi, suç oranlarının artmasına ve trafik kazalarına neden olması, boşanma, terk edilme gibi birçok sosyal sorunlara sebep olur.

Alkol alındıktan sonra mantıklı hareket edilemediğinden eğlenceli bir ortamda dahi çok kötü davranış bozuklukları görülebilmektedir. Kavgalar, sataşmalar, şiddet gibi trajik sonuçlar doğurmaktadır.

Alkol insanın sağlıklı düşünmesini engeller, zihni uyuşturur. Alkollü insan sağlıklı düşünemez ve hareket edemez. Bu nedenle hem kendisi için hem de çevresi için tehlike oluşturur. Depresyon, paranoya, intihar, hafıza kayıpları ve erken bunama gibi psikolojik sorunlara yol açar.

Yaşam kalitesini oldukça düşüren alkol; uyku kalitesini bozulmasına, panik nöbetlerinin oluşumuna, ağrılara ve nefes darlığına neden olur. Konsantrasyon eksikliğine, Karaciğer sirozu, körlük, kalp büyümesi, yüksek tansiyon, kas yıkımı, kan hastalıkları, zatürre, felçler gibi bedensel hastalıklara neden olur. Ayrıca erkeklerde iktidarsızlığa, kadınlarda da adet düzensizliğine neden olmaktadır.

 

Madde Bağımlılığı:

Uyuşturucu maddelerin alınmadığı ya da azaltıldığı hallerde kişide yoksunluk, arzu hissi oluşturan ve maddeye karşı duyulan alma isteğinin kimi zaman fizyolojik belirtilerle de ortaya çıkıp engellenememesine uyuşturucu madde bağımlılığı denir.

Pek çok çeşit ve yöntem kullanılan uyuşturucu etki gösteren maddelerin bağımlılığı, kişileri ciddi anlamda fizyolojik ve psikolojik yoksunluklar başta olmak üzere sosyo-ekonomik çöküntüler yaşamasına sebep olur. Deneme amaçlı kullanmak ve doz aşımı yapılmadığında zararlı olmadığını düşünmek gibi yanıltıcı fikirlerle başlayan, sonrasında da kişiyi hayattan koparacak noktaya getiren madde bağımlılığından tam korunmanın en etkin yolu, hiç başlamamaktır.

Toplumun her kesiminin madde bağımlılığı konusunda bilgilenmesi ve toplumsal bir sınıf ayrıt etmeksizin herkesin bağımlılık potansiyeline sahip olması gibi en belirleyici unsurları gözden kaçırmamak gerekir. Madde kullanımının insanda geçici de olsa bir iyileştirme oluşturduğu gibi yanlış bir bilgi, kişiyi bir süre sonra geri dönüşü zor bir yola sevk ederek bağımlı hale getirir. Bilinmelidir ki, hiçbir madde kişiye sahip olmadığı ekstra bir enerjiyi yükleyemez. Öte yandan vücudumuzdaki var olan enerjiyi uyuşturucu maddelerle dengesini bozmak, hem beden hem de ruh sağlığımızda ciddi tahribatlara yol açar. Madde bağımlılığı, Bu karanlık dünyanın kapıları kriz dönemiyle birlikte açılır. Kullanılan maddenin cinsine ve miktarına bağlı olarak bu kriz döneminde insan dayanılmaz eklem ağrıları, kramplar gibi anatomik ve fizyolojik rahatsızlıklar geçirir. Algı dengeleri altüst olur ve kişide psikolojik gelişebilecek muhtemel rahatsızlıkların alt yapısını oluşturur. Bağımlı kişilere karşı suçlayıcı, aşağılayıcı tavırlar, bağımlılığın artmasına sebep olur.

 Sonuç olarak;

  • Zararı olmayan ve bağımlılık yapmayan bir uyuşturucu madde ile bu maddelerin güvenli bir kullanım şekli yoktur. Özellikle beyne etkileyen bu uyuşturucu niteliğindeki maddeler, beyin hücrelerin ölümüne sebep olur. Ölen beyin hücreleri yenilenmez.
  • Kullanan herkes için bağımlı olma riski eşittir. İnsan vücuduna giren her maddeyi hücre tanır ve hafızasına alır. Hücresel öğrenme süreci denen bu durum herkes için geçerlidir.
  • Bağımlılıktan korunmanın en etkin yolu, hiç başlamamaktır.
  • Kişinin eğitimi, toplumsal konumu, gelir düzeyi vb. etmenler bireyin bağımlılık sürecini etkilemez.
  • Bağımlılık yapıcı madde,  sadece beden sağlığınızı etkilemez, sosyal hayatın da erozyona uğramasına yol açar.

 

İnternet ve bilgisayar bağımlılığı:

Artık hayatımızda yeni bir bağımlılık var. Teknolojinin gelişimi insanın hayatını da değiştirdi. Hayatı kolaylaştıran teknoloji öyle imkanlar sundu ki insana, insanın bir parçası olmayı başardı. Hatta insanın varoluşunu teslim alan bir araca dönüştü.

İnternet sanal bir bağımlılık, hayattan kaçmaktır, varken yok olabilmek, seslenmeden konuşmak, dokunmadan koklamadan sevebilmektir. İçinde kocaman bir dünyayı barındırır. Ondan çok şey öğreniriz fakat bazen hastalıktır. Oyunların başından kalkamama, sanal dünyanın hayatımız olması, başka kimliklerle diğerlerini ve kendimizi aldatmadır.

 

Tedavi;

Bağımlılığın nedenini oluşturan faktörler ortaya konulur. Kişinin hayatındaki yeri ve anlamı netleştirilir. Özel bir tedavi planı hazırlanır ve uygulanır.