Geç Boşalma ( Boşalamama)

Geç Boşalma ( Boşalamama)

Erkeğin cinsel ilişki sırasında geç boşalması veya hiç boşalamaması durumudur.

Masters ve Johnson erken boşalmanın karşıtı olarak ejakülatuar yetersizlik terimini ortaya atmışlar, bu bozukluğu ejakülatuar refleksin özel bir engellenmesi sonucunda erkeğin vajina içinde boşalamaması şeklinde tanımlamışlardır. Lopiccolo ejakülatuar yetersizlik terimini eşin uyarısıyla orgazma ulaşamayan erkekler için kullanmış, Maurice ve Guze her tür cinsel uyarana karşı yaşam boyu orgazm yokluğunu birincil orgazmik bozukluk, sıklıkla orgazm güçlüğü çekenlerde cinsel uyaran türünden bağımsız olarak en az bir orgazm yaşantısı olmasını da durumsal orgazmik bozukluk olarak tanımlamıştır. Kaynaklarda erkekte orgazm fazı ile ilgili bu bozukluk için retarde ejakülasyon terimi daha yaygın olarak kullanılmaktadır.

Geç boşalmada, erkek doruk noktasına ya hiç ulaşamaz ya da orgazm olabilmesi için uzun ya da yoğun bir uyarılma sürecine gereksinim duyar.

Çeşitleri:

a - En şiddetli şekli mastürbasyonla bile boşalmanın olmaması durumudur ve nadirdir.

b -Daha hafif şekliyle mastürbasyonla boşalma olmakta ancak cinsel birleşme sırasında olmamaktadır.

c - Daha da hafif şekli erkek eşinin yanında elle ya da oral uyarılmayla boşalabilmekte ancak birleşme ile boşalamamaktadır.

d- En hafif şekli durumsal olandır. Bazı durumlarda boşalma olmakta bazı durumlarda olamamaktadır.

Sıklık:

Geç boşalma, erken boşalma ve sertleşme bozukluklarından çok daha az görülür. Geç boşalma en az görülen cinsel işlev bozukluğudur. Genel toplumda görülme sıklığı % 5 ve altındadır.

Nedenleri:

Geç boşalan yada hiç boşalamayan erkekler genellikle sert ve aşırı tutucu bir ortamda yetişmişlerdir. Cinselliği günah, cinsel organları da kirli olarak algılarlar. Bilinçli veya bilinçdışı suçluluk duyguları olabilir. Genelde cinsel alanın dışına taşan yakınlaşma sorunları vardır. Kendilerini yaşadıkları anın duygulanımına bırakamazlar.

Hayatlarının her alanında sürekli kendilerini kontrol etme gereksinimi duyarlar. Kendini bırakamama yanında kendini verememe problemleri dikkati çeker.

Diğer nedenler şöyle sıralanabilir:

Boşalmanın aşırı kontrolü,

Performans anksiyetesi,

Kadını mutlu edememe endişesi,

Bağlanma korkuları,

Kadına yönelik agresyon,

Eşin hamilelik planları

Bu hastalar performans kaygıları dolayısıyla kendilerini cinsel deneyime bırakma zorluğu çekerler. Birçok alanda kendilerini aşırı eleştiren ve davranışlarını performans açısından yargılayan kimselerdir. Dolayısıyla narsisistik ve obsesif kişilik özellikleri sık rastlanır. Çocukluklarında anneleri erişkinliklerinde eşlerini tatmin edemedikleri endişeleri olan bazı kişilerde sürekli kadının memnuniyetini takip etme, tepkilerini izleme tutumu gözlenir. Cinsel ilişki sırasında da eşlerinin tatmini ile aşırı meşguliyet dolayısıyla uyguladıkları boşalma yasağı orgazmı engelleyebilir.

Cinsel yaşamın başından beri devam eden boşalma zorluklarında daha ciddi etkenler söz konusudur. Sonradan ortaya çıkan orgazm sorunları ise genellikle erkeğin karar veremediği hamilelik planları, partnerin çekiciliğini kaybetmesi veya çeşitli nedenlerden dolayı ilişkiden memnuniyetsizlik gibi ilişki güçlüklerinin bir yansımasıdır. Diğer nedenler şöyle sıralanabilir: Ödipal sorunlar daha çok partner seçimi, ilişkiyi sürdürme ve bağlanma sorunları, uyarılma güçlükleri gibi sorunlara yol açmakla birlikte bazen orgazmı ketleyici de olabilir. Obsesif karakterlerde duygular üzerindeki denetimini yitirme endişesi ve kontrollü olma çabaları orgazmı ketleyebilir. Narsisistik karakterlerde ise özellikle bir başkasının yanında kontrolsüz olmanın yaratacağı “saygınlık” kaybı endişesi eşin yanında orgazmı engelleyebilir.

Bazı araştırmacılar orgazm ile ejakülasyonun ayırt edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ketlenmis orgazm ile retrograd ejakülasyonun farklı olduğu ve ayırt edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır, çünkü retrograd ejakülasyonda seminal sıvı doğrudan geri gitmekte ve bu her zaman bir organik nedene bağlı olmaktadır. Geç boşalmada (retarde ejakülasyon) erkek doruk noktasına ya hiç ulaşamaz ya da orgazm olabilmesi için uzun ya da yoğun bir uyarılma sürecine gereksinim duyar. Bosalmanın hiç olmaması (mastürbasyon, uyku ve cinsel iliksi sırasında), kısmen oluşması (mastürbasyonda oluşan ancak cinsel birleşmede oluşmayan) ya da oldukça uzun süren bir uyarılma sonunda oluşan boşalma biçiminde görülebilmektedir. Bu bozukluk genellikle aşırı kontrollü ve kendini cinselliğe bırakmakta güçlük çeken ve partnerine öfke, düşmanlık duyguları içinde olan erkeklerde görülmektedir. Ayrıca Davison ve Neale (2004) eşini hamile bırakma korkusu içinde olan erkeklerde ve partnerine cinsel ilginin kaybolması sonucu da bu bozukluk gelişebildiğini belirtmişlerdir.

Ayrıca bu sorunun obsesif-kompulsif bozukluğu olan erkeklerde daha yaygın bir şekilde görülmektedir.  Bunun yanı sıra boşalma hiç olmuyor ise bu organik bir sorunu düşündürmektedir. Prostatektomi gibi genitoüriner sistemle ilgili ameliyatlar, nörolojik bazı hastalıklar gibi fizyolojik rahatsızlıklara bağlı olarak oluşabilmektedir. Bunun yanı sıra bazı ilaçların kullanımı (antihipertansif, antidepresan, tiyoridazin gibi nöroepileptikler) boşalmayı geciktirebilmektedir. Aşırı alkol alımına bağlı olarak veya hiperglisemi nedeniyle geçici olarak retarde ejakülasyon gelişebilmektedir. Yasam boyu orgazm bozukluğu daha ciddi bir sorunu işaret etmektedir. Bu erkekler çok katı kuralları olan bir çevreden geliyor olabilir, cinselliği kötü, günah ve genital bölgeleri kirli olarak algılıyor olabilir ya da suçluluk duyguları yasıyor olabilir. Bu kişilerin cinsellik alanındaki iliksilerinde de genellikle yakınlaşma ile ilgili sorunlar bulunmaktadır. Devam etmekte olan bir ilikside edinsel olarak gelişen orgazm bozukluğu çoğunlukla bir takım kişilerarası sorunların olduğunu göstermektedir.

Fizyolojik (anhedonik) orgazm bozukluğu çok nadir sayıda erkekte meydana gelmektedir ve erkek hiçbir şekilde haz almamaktadır. Fizyolojik orgazmda geç ve kısmi boşalmadan farklı olarak hem emisyon hem de fışkırma gerçekleşmekte ve kasılmalar da olmaktadır, ancak kişi zevk duygusu yasayamamaktadır. Doyumsuzlukta ise bazı erkekler orgazm olmalarına rağmen orgazm duygusundan yeterli doyum alamamaktadır. Kinsey ve arkadaşları yaşanan orgazm duygusunun her birleşmede aynı olmadığını, tüm erkeklerin 1/5’nin düşük yoğunlukta orgazm yasadığını bildirmişlerdir.

Tedavisi:

Biyolojik bir neden yoksa, sorun sadece psikolojik kaynaklı ve eş ile birliktelikte ortaya çıkıyorsa, cinsel terapi ve düzenli bir cinsel birliktelik ile sorunu aşmak mümkündür. Bu konuda cinsel terapinin başarısı diğer cinsel sorunlar kadar yüksek değildir. Çünkü çoğunluğu narsisistik ve obsesif kişilik özelliklerine sahip kişilerde görüldüğü için kişinin uzun süre psikoterapiden geçmesi gerekir.

 

Feyzullah ALPMAN

Uzm.- Klinik Psikolog –Psikoterapist

 

Kaynaklar:

·          {C}{C}Kaplan, H:S:: Disorder of Sexual Desire. New York, Brunner/Mazel, 1979.

·          {C}{C}Lo Piccolo, J., Handbook of Sex Thrapy. New York, Plenum Press, 1978.

·          {C}{C}Masters, W.H., Johnson, V.E.: Human Sexual Response. Boston, Little Brown Co, 189-191, 1966.

·          {C}{C}Maurice, W.L., Guze, S.B.: Sexual Dysfunction and Associated Psychiatric Disorders, Compr. Psychiatry, 11:539-543, 1970

·          {C}{C}CETAD, “Cinsel Yaşam ve Sorunları” Dosyası, 1. Bilgilendirme Dosyası Basın Bülteni, İstanbul, 2006.