Kişilik Bozuklukları

 

Kişilik, bizim diğer insanlardan ayrılmamızı sağlayan süreklilik gösteren davranım ve duygulanım özelliklerimizdir. Çevrenin ve kalıtımın kişiliğin oluşumu üzerinde beraberce etkisi vardır. Bazı kişilik özellikleri o kişinin sosyal ve mesleki olarak uyumunu bozarak sorun haline gelebilirler. Bu tür durumlara “kişilik bozukluğu” adı verilir. En etkili tedavi yöntemi psikoterapidir. Belli başlı kişilik bozuklukları:


Paranoid kişilik bozukluğu;

 

Ortada tam ve geçerli bir kanıt bulunmaksızın, herhangi bir gerçekçi temel bulunmaksızın, kişinin aldatıldığından, takip edildiğinden, kullanıldığından, kendisine zarar verildiğinden veya zarar verilmek istediğinden aşırı derece kuşkulanması olarak tanımlanabilir. Çevresindekilerin samimiyetinden, bağlılığından ve güvenilirliğinden emin değildir. Sıradan olay ve durumlardan kendisine karşı bir aşağılanma, küçük düşürülme veya gözdağı verilmesi gibi anlamlar çıkarır. Sürekli kin besler. Görmezden gelinmeyi bağışlamaz. Yeterli ve gerçek bir kanıt olmaksızın eşinin/partnerinin sadakatinden sürekli şüpheler duyar. Karşısındakinin sözlerinden kendince anlamlar çıkararak hiçbir sebep yokken öfkeyle saldırıya geçebilir. Bu kişiler patolojik olarak kıskançtırlar. Güvensiz, şüpheci, tedirgin ve gergindirler. Genellikle soğuk ve ciddidirler

 

Borderline (sınır) kişilik bozukluğu;

 

Ayrışma bireyselleşme sorunları, duygulanımı denetleme sorunları ile ilgili belirtiler ve yoğun kişisel bağlılıklar temelde görülebilir. Terk edilmeye karşı aşırı korku duyma, hep-hiç yasasıyla davranması, kimlik karmaşası, kendine zarar verici davranışlar, sürekli boşluk hissi, öfke patlamaları gibi belirtiler görülür. Kadınlarda daha sıktır. Genelde annelerinde de bu bozukluk vardır. Psikoterapi temel tedavi şeklidir. Benlik algısı ve duygulanımda tutarsızlık, belirgin dürtüsellik, otomatik ve ölçüsüz çabalar gösterme, bir şeyi ve ya kişiyi gözünde aşırı büyütme ve göklere çıkarma ve yerin dibine batırma tarzında gidip gelen tutarsız kişilerarası ilişkiler, para harcama, cinsellik, madde kullanımı ve çılgınca araba kullanma gibi sonu zarar veren dürtülerin en az ikisini şiddetle yapma, yineleyen intihar davranışları, çevresindekilere kendini öldürmekle ilgili gözdağı verme, boşlukta olma, öfke, hırçınlık, kavgacılık, hiddet ve kimi zaman paranoid düşünceler taşıyan kişiler için borderline diyebiliriz.

 

Şizoid kişilik bozukluğu;

 

 Sosyal ortamdan uzaklaşmanın, izole yaşantının olduğu kişilik yapısıdır. Duygularını ifade edemezler. Genelde tek bir etkinlikte bulunurlar. Yakın arkadaşlıkları ve sırdaşları yoktur. Yaşam boyunca sosyal çekingenlik gösteren hastalara konur. İnsan ilişkilerinde donuk, kısıtlı, içe dönük, tuhaf, kapalı, izole ve yalnızdırlar. Yakın ilişkilere girmez ve girmekten zevk almazlar. Genellikle gün boyu tek bir konuya odaklanır ve o konuya takılarak başka hiçbir etkinliğe katılmaz. Sırdaşları ve arkadaşları yoktur. Cinsel etkinlikleri ya hiç yok ya da çok azdır. Ne övülmekten ne yerilmekten etkilenmez. Duygusal tepkisizlik, soğukluk, ilgisizlik, tekdüze duygulanım, yaşamdan kopukluk hakimdir. Sessiz, uzak, güncellikten habersiz, kimseyle yarışmayan, pasif kişilerdir. Hiç evlenmeyebilirler. Kendileriyle ilgili projelerden çok, evren, din, felsefe, açlık, astronomi, zooloji... Gibi konularda tuhaf projeler üretirler.

 

Narsistik kişilik bozukluğu; 

 

Kendini beğenme ve öz saygı ile aşırı ilgilenmenin olduğu bozukluktur. Tedavisi zordur. Kişi kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşımaktadır. Başarılarını ve özelliklerini anlatır, üstünlük duygusu, grandiyözite, empati kuramama, kendini diğer insanlardan daha üstün ve özel görme, başarı, zeka, akıl, üstünlük gibi konulara kafa yorma, kendini çok sevme, kendine göre, kendi için ve kendi yararına düşünen, kıskanç, kendi çıkarları için başkalarını kullanan, aşırı bencil ve benmerkezci, özel ve eşi benzeri bulunmaz birisi olduğunu savunan, beğenilmek için her şeyi sergileyen, üstün kişi ve kurumlarla ilişkiler kurmayı hak ettiğini savunan kişilerdir. Bu bozukluğun yapısı kronik olup tedavisi son derece zordur. Telkinleri çok zor kabul ederler.Çünkü bir başkasının doğrusunu kabul etmeyi güçsüzlük sayarlar. Tedavisi oldukça güçtür. Bu kişiler aslında yapılarından pek de mutsuz değillerdir. Ancak çevresindekiler için son derece zor bir yapıları vardır


Şizotipal kişilik bozukluğu; 

 

Davranış, düşünce, duygulanım, konuşma ve görünümde bir çok gariplik ve egzantriklikler vardır. Alınganlık fikirleri, olağandışı yaşantıları, kuşkuculuk, acayip düşünce biçimi belirgindir. % 10 ’u intihar girişiminde bulunur. Şizofreniye dönüşmesi olasıdır. Hastalar aşırı derecede tuhaf ve gerçekliğe yabancılaşmışlardır. Büyüsel inanış ve düşünceler, garip fikirler, batıl inançlara tutulma, gaipten sesler ve kişilerle görüşmeler ve mesajlar aldığına inanma, telepati ve altıncı his saplantısı, imkansız düşler kurarak bunlar üzerinde sürekli düşünme şeklinde tanımlanabilir. Kişinin duygu, düşünce ve davranışlar birbirinden bağımsızlaşarak savrulur. Düşünsel ve içsel özel güçlerinin olduğuna inanırlar. Konuşmaları net değildir ve yorum gerektirir. Yakın ilişkilere girerken rahatsızlık duyma veya zorlanma ortaya çıkar. Kişilerarası ilişkileri bozulur. Bilişsel algıları çarpıklaşır. Arkaik (ilkel) fikirler öne sürer. Derin dünya, derin evren kavramlarını irdeler.

 

Antisosyal kişilik bozukluğu;

 

Başkalarına hak tanımayan uyumsuz davranışların olduğu kişilik yapısıdır. Suç işleme eğilimi, sürekli yalan söyleme, dürtüsellik, kavgacılık, sorumsuzluk, vicdan azabı çekmeme temel bulgularıdır. Genellikle 18 yaşından sonra oluşur. 30’lu yaşlardan sonra kendiliğinden düzelme olabilir. Tedavisi zordur. Madde bağımlılığı riski yüksektir. Antisosyal kişilik bozukluğu, halk arasında "psikopat" diye tarif edilen kişilerin gösterdikleri davranış bozukluklarıyla tanımlanabilen bir kişilik bozukluğudur. Bir bireyin 15 yaşından itibaren sürdürdüğü, başkalarının haklarını yok sayma ve başkalarının haklarına saldırma şeklinde gelişen kişilik bozukluğudur. Suça ve tutuklanmaya yönelik davranışları devam ettirme, yasalara ve toplum kurallarına başkaldırı, zevk için veya kendi çıkarı için huzur bozma, saldırganlık, sorumsuzluk, vicdan duygusunun yokluğu, yetersizliği, başkalarına zarar vererek zevk aldığında dahi kendini haklı çıkaracak bir model oluşturma şeklinde gelişen bir bozukluktur. Bu kişiler gergin, huzursuz, öfkeli, umursamaz, acımasız, bencil ve sadistiktik. Başkalarına zarar verdikleri gibi kendi bedenlerine de kesici ve delici aletlerle izler bırakırlar. Alkol ve madde kullanımı bu grupta yüksektir.

 

Histrionik kişilik bozukluğu;

 

Dramatik, duygusal, etkileyici davranış kalıplarının olduğu bozukluktur. İlgi odağı olma beklentisi, baştan çıkarıcı davranma, fiziki görünümüne aşırı dikkat ve insanları kullanma, gösteriş, başkalarından kolay etkilenme ön plandadır. Kadınlarda daha yaygındır. Baştan çıkarıcı özelliğe karşın cinsellikten korkma temel bulgudur. Psikoterapi temel tedavi şeklidir.

 

Çekingen kişilik bozukluğu; 

 

Çekingen ve utangaç kişilik yapısı belirgindir. Çekingenlik, yakın ilişkiler kuramama, eleştirilmeye aşırı duyarlılık, beceriksiz-küçük görüldüğünü düşünme, sosyal etkinliklere katılmama temel belirtileridir. Temelde ana baba eleştirilerinin etkisi büyüktür. Psikoterapi, özellikle grup terapisi tedavide kullanılır. Yaygın etkilenmemiş durumlarda “sosyal fobi” tanısıyla tedavi edilir. Hastalar eleştirilmekten, beğenilmemekten yoğun bir korku duyduğu için kişilerarası ilişkilerden kaçınırlar. Kendisini yetersiz bulan, tercih edilmeyen, çekiciliği olmayan, herhangi bir özelliği olmayan, yeteneksiz, beceriksiz olarak tanımlarlar. Yeni birisiyle tanıştıklarında hemen ketlenirler. Mahçup düşme korkuları çok yoğundur. Yalnız kalmayı tercih eder ve sevildiğinden emin olmadıkça asla kişiler arası ilişkilere yanaşmazlar.


Bağımlı kişilik bozukluğu; 

 

Bağımlı ve boyun eğen kişilik yapısı belirgindir. Başkalarından öğüt ve destek alma ihtiyacı, sorumluluk alamama, muhalefet edememe, inisiyatif kullanamama, tek başına kalamama temel bulgularıdır. Kadınlarda sıktır. Temelde ayrılık kaygısı/bunaltısı vardır. Tedavide psikoterapi kullanılır.

 

Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu; 

 

Mükemmelcilik ve esnek olamama belirgindir. Ayrıntılar üzerinde aşırı uğraşma, işin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmelcilik, eskimiş veya değersiz şeyleri saklama, cimrilik, katılık ve inatçılık hakimdir.Erkeklerde daha yaygındır. Ailesel geçiş olasılığı vardır. İlaç tedavisi ve psikoterapi tedavide kullanılır. Hastalar, yapılan iş ve ya etkinliğin geneline ve asıl amacına değil ayrıntılarına takılırlar. Aşırı derecede katı, sabit, kuralcı, değişmez, düzenli ve rahatsız edecek derecede titizdirler. Kurallar, listeler, sıralamalar, ayrıntılar hayatlarını yönlendirir. Cimri, mükemmeliyetçi, katı ölçü ve sınırlarda yaşayan, belli hareketleri belli zamanlarda ve belli şekilde asla şaşmaksızın yapar, yapmadıkları zaman rahatsız olur ve ya bu durumu uğursuz bulurlar. Eski ve değersiz şeyleri dahi atmazlar. Resmidirler ve mizah duyarlılıkları yoktur. Onlara göre hayat ya siyah ya beyazdır. Tekrarcıdırlar, kurallarının bozulmasında toleransları yoktur. Eleştiricidirler. Titizlikleri günde 35 - 40 kere el yıkamaya gidecek kadar rahatsız edicidir.


Pasif-agresif kişilik bozukluğu;

 

Gizli bir şekilde bilerek engelleyici, erteleyici, inatçı ve yetersiz olmayla belirgin bozukluktur. Pasif direnç, somurtkanlık ve kavgacılık, otoriteye karşı çıkma, şanssızlığından yakınma temel bulgularıdır. Temelde ana babada benzer problemler vardır. Psikoterapi yararlıdır.

 

Depresif kişilik bozukluğu;

 

 Karamsar, zevk alamayan, görev sorumluluğu olan, özgüvensiz ve kronik olarak mutsuz kişilerdir. Keder, mutsuzluk, keyifsizlik, kendini küçük görme, düşünceli ve endişeli yapı, kötümser, pişmanlık duymaya eğilim temel belirtileridir. Erken dönemde ana baba kaybı, ana baba yetersizliği temelde yatan sorundur. İlaç ve psikoterapi yararlıdır. 

 

Tedavi;

Kişilik bozuklukları yaşamı zor hale getirir, bıktırır, yaşamak istemez kişi. Çevresindeki insanların da sabrı zamanla biter, ilişkiler toparlanamayacak şekilde bozulabilir. Tedavisi zor bozukluklardır ancak son yıllardaki çalışmalar gösteriyor ki, psikoterapi kişilik bozukluklarının tedavisinde iyileştirici etkiye sahiptir. Her bir kişilik bozukluğuna ve her kişiye özel tedavi programı hazırlanr, bu program uzun soluklu ve kişiye özel olacaktır.