Sınırların Kadar Özgürsün

Sınırların Kadar Özgürsün

Kişisel sınırlarınız ülke sınırları gibi kutsaldır, korunması gerekir. Ne kadar netse o kadar güvende ve huzurlu hissedersiniz. Çocukluğunda öğrenilmeyen fiziksel ve ruhsal kişisel sınırların korunması, yetişkinlikte çoğu kişiyi sınırlarını koruma konusunda aciz bırakır. Sınırların korunması hayır diyememekle ilgilidir. Çoğu kezde uyumlu olmakla, sınırlarını koruyamamayı karıştırır insan. Sınırlarınız kendilik değerinizi belirler. Hayır diyemeyip sınırlarınızı koruyamadığınızda kendiniz olmaktan, kendiniz için yaşamaktan uzaklaşır, başkalarının kulu kölesi olursunuz. Devamında da mutsuz, öfkeli, suçlu, hayal kırıklığına uğramış, mağdur hisseder, sürekli kendini eleştiren bir konumda bulursunuz kendinizi. Hayır diyemediğinizde benlik sınırlarınız kevgire döner, her isteyen size her istediğini yaptırır, işgal eder, sizi kendiniz olmaktan çıkarır. 

 

Sınır sorununuz olduğunu nasıl anlarsınız?

 

Kendinize dönüp baktığınızda çevrenizdekilere genelde “farketmez” veya “evet” mi diyorsunuz?

Bireysel alanlarınızda; para harcama, zaman yönetimi, öz disiplin konularında sorunlar mı yaşıyorsunuz?

Arkadaşlarınız hadi gel dediğinde planlarınızı bir tarafa bırakıp hemen koşuyor musunuz?

Genelde onların istediği yerde mi buluşuyorsunuz?

Sizden borç istediklerinde kendi ihtiyaçlarınızı gözardı edip hemen veriyor ve kendinizi zor durumda mı bırakıyorsunuz?

Ne yiyeceğinize, ne giyeceğinize başkaları mı karar veriyor?

Anne babanız uzakta oturuyor olsanızda sürekli kendi başlarına yapabilecekleri konularda sizden yardım isteediklerinde koşuyor musunuz?

Partneriniz sürekli kendi istediği olsun istiyor ve siz istemesenizde uyumlanıyor musunuz?

Evde bütün sorumluluklar yada çoğunluğu size mi ait?

İşyerinde patronunuz sizden yapamayacağınızdan fazla mı iş bekliyor? Sürekli mesaiye mi kalıyorsunuz?

Kendinize ayıracak vaktiniz kalmıyor mu?

Kendi isteklerinizi bir türlü yerine getiremiyor musunuz?

Bunların birkaçına bile evet yanıtı vermeniz sınırlarınız konusunda sorununuz olduğu ve hayır diyemediğinizi gösterir.

 

Neden hayır diyemezsiniz?

 

Hayır diyememenizin kültürel, çevresel, ailevi, gelişimsel, bireysel kaygılar gibi bir çok nedeni vardır. Çoğu kişi; anlayışsız görünmekten, kabalık etmekten, sonrasında olacaklardan korkar. Başkalarına yardım ve memnun ederek ancak değerli hisseder bazıları. Bazıları güçsüz hissettiği için yada nasıl hayır demeye başlayacağını bilmediği için hayır diyemez. Bazıları da aile ve ilişkide sınır olamayacağını düşünür.

Kültürel kodlar, değer yargıları uyumlu olmayı, çıkıntılık yapmamayı öğütler. Aksi durum “ayıp” ve “günah” olarak adlandırılır. Hatta uyumlu olmayı yüceltir. Sorgulamadan kültürel normlara uygun yaşaman gerektiğini empoze eder. Sende yaşadığın kültürde bunu içselleştirisin. İtaat etmek, koyun sürüsünün bir parçası olmak, sorgulamadan, itiraz etmeden yaşamak senin normalin olur.

Ait olmak çevrenin seni onaylaması, kabul etmesi de insan olarak çok önemlidir. Çünkü insan bir grubun parçası olmak, ait hissetmek ister. Onaylanmama, dışlanma tehlikesi seni kendi doğrularınla değil ait olduğun grubun doğrularıyla hareket etmeye iter. Yanlış olduğunu bilsende aklileştirir hayatına devam edersin. Arkadaşlarının gel dediği yere gelir, git dediği yere gidersin. Senin istediğin değil çoğu zaman onların istediği olur. Karekterin silikleşir, kendine bile saygı duymaz noktaya gelirsin.

Başkalarına hayır diyebilen, sınırlarını sağlıklı bir şekilde koruyan ebeveynlere sahip değilsindir. Çocukluktan itibaren gördüğün, öğrendiğin senin normalin olduğu için anne babanın başkalarına karşı tutumlarını kopyalamış devam ettiriyorsundur. Veya onların senin bireysel sınırlarınıza saygı göstermemesinden dolayı alıştığın bir durumdur sınır ihlali. Sana karşı işgalci ve bencil davranmışlardır. Kendi doğrularını dayatmaları, odana kapıyı çalmadan girmeleri, hiç bir konuda söz sahibi olmamanız, her konuda sizin adınıza karar vermeleri,  özgürlüğünüzü kısıtlamaları, makul istekleriniz konusunda bile engellemeleri gibi. İstedikleri gibi davranmadığında da eleştirip suçlu hissettirmeleri seni kendin olmaktan alıkoyar.  Onların kızacağı, üzüleceği yada cezalandıracağı tehlikeside vardır. Her denileni yaparak sevilme, onaylanma ihtiyacını gidermişsindir. Belki de ihmal edilen, görülmeyen, fiziksel yada duygusal ihtiyaçları karşılanmayan bir çocukluğun olmuştur. Görülmek, fark edilmek, ailenden alamadığın ilgi ve sevgiyi başkalarından almak için hayır kelimesi senin lügatında yoktur. 

Eşine, sevdiğine kaybetme korkusundan dolayı hayır diyemezsin. Kendi kişiliğini, varlığını bir tarafa bırakıp onun uydusu olursun. Hayır senin için basit bir ifade değil, büyük riskler barındıran bir kelime olmuştur. Evde sorumlukların çoğunu bu yüzden sen sırtlanırsın, tatile onun istediği yere giderisin, onun istediği yemekleri yersin, onun istediği gibi giyinir, davranırsın. Kendin olamamanın değersizliğini, yetersizliğini, ezikliğini dibine kadar hissedersin.

İş hayatında patronunu başkalarını memnun etmek, herkesle iyi olmak, çatışmalardan kaçınmak için, arkamdan konuşmasınlar, beni kötü bilmesinler, dışlamasınlar, işten çıkarılmayayım, terfi alayım gibi kendini kandırdığın bahane ve kaygılarla sürekli uyumlanır, sıkı sık fazlla mesaiye kalır, bazen çalışma arkadaşlarının işlerini de yaparken bulursun kendini. 

Patronuna işte sorumsuz olmadığınızı göstermek, kanıtlamak istersin.

Değersizlik, yetersizlik şemaların yoğun olduğu için hayır diyemezsin. Değerli hissetmek için başkalarının onayına ihtiyacın vardır. 

Çocukken sınırların ihlal edilmiştir. Fiziksel, cinsel yada ruhsal olarak istismar edilmişsindir. Bu yüzden başka türlüsünü bilmez, aşınan benliğin sınır ihlallerini farketmez bile.

Hayır dediğinizde olası sonuçlarıyla ilgili varsayımlarda bulunur, falcılık yapar, en kötü sonuçları düşünürsünüz.

Hayır demeyi bencillik gibi algılıyor olabilirsin. Fedakarlık şeman o kadar yüksektir ki hep başkalarını düşünüp, onlar için bir şey yapmak senin normalin olmuştur. Her isteyenin yardımına koşuyor, adeta başkaları için yaşıyorsundur. Hatta bundan keyif alıyorsundur. Ama bir gün ne kadar çok tükendiğini, kendini ihmal ettiğini anladığında çok geçtir. 

Evde, okulda, sosyal çevrenizde hayır dediğinde utandırılmış, aşağılanmış, eleştirmişsindir. Bu duyguları yaşamamak için de bir daha hayır diyemezsin.

 

Kimlere hayır diyemezsiniz?

 

Sınırlarını koruyamadığın, hayır diyemediğin kişilerin bazı ortak özellikleri vardır. Hepsi de genelde sana suçluluk duygusu hissettirenlerdir. 

Nezaketli kişilere karşı hayır diyemezsin. Çünkü isteklerini öyle bir naifçe, nazikçe dile getirirler ki hayır dersen ayıp olacak gibi düşünür, suçlu hissedersin. Tatlı dilleri karşısında herşeyi yapmaya gönüllü razı gelirsin.

Muhtaç görünen kişilere hayır diyemezsin. Senden bir şey isteyen, yardım talep eden bu kişiler bakışlarıyla davranışlarıyla, sözleriyle öyle bir yaklaşırki hayır demek seni dünyanın en kötü, vicdansız insanı yapacak gibi gelir ve teslim olursun. Çevrenizde bolca vardır bunlar. Bazen bir dilenci, bazen yaşlı bir yakınınız, işyerindeki beceriksiz arkadaşınız gibi.  

Emrivaki yapan kişilerede hayır demek zordur. Direk emir kipiyle konuştukları için gözüne far tutulmuş tavşan gibi kala kalırsın. Hipnotik bir etki bırakır sende ve sorgulamadan söyleneni yerine getirirsin. 

Gücünü kullananlara karşı hayır demen zaten zordur. Bunlar genelde ebeveynler, patronlar, yöneticiler, aile büyükleridir. Onların istekleri sorgulanmadan yerine getirilmeli gibi bir ön koşulun olduğu için otomatik denileni yaparsın. 

Manipülatörlerde istediklerini ustaca elde ederler. İsteklerini öyle bir dile getirirlerki sana da çok mantıklı gelir, sorgulamazsın art niyetlerini. Duyguların bu konuda sana fikir verebilir. Özellikle kullanılmış hissediyorsan, bu kişilerin yaklaşımlarını sorgulaman gerekir. 

Israrcılar kişiler isteklerini seni bıktırana kadar tekrarladıkları için artık bir noktada pes edersin, denileni yaparsın. Sürekli ısrara maruz kalmak seni o kadar çıldırtır ki, yapayım kurtulayım noktasına gelirsin.

Denetleyiciler vardır çevrende. Ne yaptığını, nasıl yaşadığını, nasıl göründüğünü, nasıl konuştuğunu her şeyi gözlemleyip ustaca seni eleştirip, kışkırtıp istediklerini yapmanı sağlarlar. 

Zorbalar, fiziksel yada duygusal tehditlerle, bencil isteklerini yerine getirmeni, yada istedikleri gibi davranmanı sağlarlar. Seni öyle bir korku, kaygı cenderesine sıkıştırıki başka çaren olmadığını düşünürsün. Çocukken istismar edilenler, yada ebeveyn, kardeş, akran zorbalığına maruz kalanlar bunların kolay yemleri olurlar. 

 

Nasıl hissedersiniz?

 

Sınırlarını korumak, hayır diyebilmek en çok suçluluk duygusunu aktive eder. Kendin olmanın, kendi isteklerini önceliklemenin yanlış olduğuna dair kodlar suçlu hissetmeni bu ağır duyguyu hissetmemek içinde kendin olmandan vazgeçmeyi beraberinde getirir. 

Kendin olamamak, istediğin gibi yaşayamamak değersiz, yetersiz, özgüvensiz, öfkeli, çaresiz, stresli, endişeli, kaygılı, hayal kırıklığına uğramış ve mutsuz hissettirir. 

Hayatının kontrolünün sende olmadığı, eziklik duygusuyla yaşarsın.  

Kullanılmış hissi yaşarsın çoğu kez. Bu doğrudur da insanlar bencil istekleriyle seni umursamadan kullanırlar. Bunlar en yakınların da olsa. 

kişiliğinin, karekterinin silikleştiğini hissedersin. Bir silginin yazıyı silmesi gibi insanlar senin varlığını siliyor, ortadan kaldırıyordur. 

Birey olma, özgür olma gibi en doğal insani duyguların tehdit altında olduğu için yoğun işgal duygusu hissedersin. 

 

Zararları neler?

 

Hayatınızla ilgili kararlarınızı kendin almadığın için yaşam kaliten düşer, enerjin tükenir.

Kendi isteklerini yerine getiremezsin, başkalarına göre yaşarsın.

Özgür değil, tutsaksın olursun. 

İstemediğin şeyleri yaparak zaman kaybedersin.

İçsel ve sosyal dengeler bozulur. Mutsuz olursun.

Özsaygını yitirirsin. Kendine yabancılaşırsın. 

İletişim becerin zayıflar.

Kendin olamamanın ezikliğini hissedersin.

Endişeli, öfkeli, stresli ve kaygılı olursun.

Maddi zarara uğrarsın.

Pişmanlıklarla dolu bir hayatın olur.

 

Sağlıklı sınırlar nasıl inşa edilir?

 

Öncelikle kendi kurtuluş mücadeleni başlatmalısın. Unutma kişisel sınırların ülke sınırları gibi önemli ve kutsaldır, korumakla yükümlüsün. Harekete geçme cesaretini gösterdiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 

Sorgulayacaksın; kendini, geçmişini sorgulayıp sana hayır dedirtmeyen, engeller koyan hatalı düşüncelerin neler: olumsuz inançların nedenleri neler? Ebeveynlerinin özellikleri, sana yaklaşımları nasıldı? Fiziksel, duygusal yada cinsel istismara uğradın mı? Hayır dediğinde zor durumda kaldığın bir travma yaşadın mı? Katıl ve korkuların neler? Bu soruların cevabını bulduğunda geçmiş prangalardan kurtulmak için önemli bir adım olan farkındalığa ulaşmışsındır. Nedenini bildiğin sorunun çözümünü bulmanda kolaydır. 

Kaçınma, pasif agresif tutumlar ve ilişkiyi kesme gibi sağlıksız sınır koyma yaklaşımların varsa bunlardan vazgeçip daha sağlıklı bir şekilde sınırlar koymayı öğrenmelisin. 

Önce kendinle başlamalısın işe koyulmaya. Gereksiz para harcama alışkanlığın veya düzensiz bir yaşamın mı var? Özdisiplin ve zaman yönetimi konusunda sorun mu yaşıyorsun? Beslenmene özen göstermiyor, düzensiz mi besleniyorsun? Uyku saatlerin düzensiz mi? Kendi hayatında kendine sınırlar koyabilmeye başladıkça kendine saygın artacak ve başkalarına daha kolay hayır diyebileceksin.

Küçük adımlarla başlayarak, yakınlarına, basit konularda hayır demekle başlayabilirsin. Arayıp buluşalım mı diyen arkadaşına o gün planların olduğunu başka bir günde görüşebileceğini söyleyebilirsin. Yolda gördüğün dilencinin yüzüne bakmadan hızla geçip gidebilirsin. Partnerinin önemsiz bir isteğini nazikçe geri çevirebilirsin. Daha fazla yemen konusunda zorlayan annene doyduğunu söyleyip tabağına bir kepçe daha yemek koyması konusunda durdurabilirsin. Sürekli sorunlarını sana boca eden senin hayatın ve duygularınla hiç ilgilenmeyen arkadaşlarına mesafe koyabilirsin. Uzun zamandır tek başına yapmak istediğin bir planı hayata geçirebilirsin. 

Hayır demek seni özgürleştirir, kendiniz olmanın coşkusunu hissedersiniz. Küçük adımlarla başladığın hareket zamanla artacak kendin olma yolunda ciddi mesafeler katedeceksin.

Kendine saygı duymayana kimse saygı duymaz. Bu yüzden kendini öncelikleyecek, kendine saygı duyacaksın.

Neye ihtiyacın olduğunu, sana neyin iyi geldiğini düşünüp netleştirecek ona göre yaşamaya başlayacaksın. 

İradeli ve sabırlı olduğunda zamanla değiştiğini göreceksin. Kendi başına zorlandığını hissedersen de bir psikologdan yardım alabilirsin. Bir uzmanın rehberliğiyle kendini bulma yolculuğun daha kolay olabilir. 

 

Feyzullah ALPMAN

Psikoterapist-Klinik Psikolog