ERTELEME HASTALIĞI

ERTELEME HASTALIĞI

Erteleme, hemen herkesin hayatında zaman zaman deneyimlediği ama çoğu kez yanlış anlaşılan bir durumdur. Pek çok insan bunu “disiplinsizlik”, “üşengeçlik” veya “zayıf irade” olarak görür. Oysa işin aslı çok daha karmaşıktır. Erteleme, sadece bir zaman yönetimi sorunu değildir; çoğu zaman bir duygudan, bir korkudan, bir acıdan kaçma biçimidir. Başlamak istemeyiz, çünkü başladığımızda belki de yapamayacağız. Yaparsak beğenilmeyebilir, eleştirilebiliriz. Ya da bitirdiğimizde artık o bahanelerin arkasına saklanamayacağız.

Ertelemek, sadece yapılacak işi değil, kendimizi de ertelemektir. Hayallerimizi, üretkenliğimizi, kendimize olan inancımızı askıya almak demektir. Ve çoğu zaman ertelenen şey, bir proje değil, cesarettir.

Neden Erteleriz? Ertelemenin Psikodinamiği

Ertelemenin ardında yatan sebepler yüzeyde görünenin çok ötesindedir. Genelde üç ana başlıkta toplanabilir:

  1. Kaygı ve Korku:
    • Başarısız olmaktan korkarız.
    • Eleştirilmekten korkarız.
    • Bazen de tam tersine… Başarılı olursak yükselecek beklentilerden korkarız.
    • Sorumluluk almanın ağırlığı, biz daha başlamadan dizlerimizi titretebilir.
    • Bu yüzden işi değil, o işle ilgili hissettiğimiz duyguları erteleriz.
  1. Mükemmeliyetçilik:
    • “Ya tam yaparsın ya hiç.”
    • Mükemmel olmadığında utanacağını düşünen bir zihin, başlamayı reddeder.
    • Oysa çoğu zaman iyi bir başlangıç, mükemmel bir plandan çok daha değerlidir.
    • Burada mesele, “başlamak için mükemmel hissetmeyi beklemek” değil, mükemmel hissetmesek de başlayabilmeyi öğrenmektir.
  1. Düşük Öz-Yeterlilik ve Özgüven Eksikliği:
    • “Ben zaten yapamam.”
    • “Benden bir şey olmaz.”
    • Bu inanç, genellikle çocukluktan gelen eleştirel ebeveyn seslerinin içimizdeki yankısıdır.
    • Bu sesle büyüyen biri, harekete geçmektense ertelemeyi seçer; çünkü denememek, başarısızlıktan daha güvenli gelir.

Kısacası: Erteleme, işi ertelemekten çok, yüzleşmeyi ertelemektir.

 

Ertelemenin Bedeli

Başlangıçta erteleme bir rahatlama sağlar. Zihnimiz “şimdilik bu konuyu düşünmeyeceğim” diyerek bir süreliğine gevşer. Ama o iş orada durmaya devam eder. Zaman geçtikçe, rahatlamanın yerini suçluluk, utanç, stres ve kaygı alır. Erteleme, bir döngü yaratır:
Başlamadıkça suçluluk artar, suçluluk arttıkça başlamak zorlaşır.

Bu kısır döngü, kişinin kendilik algısını da yavaş yavaş kemirir. “Başaramayan biri” kimliğine tutunmaya başlarız. Ve zamanla bu kimlik, sadece bir alışkanlık değil, bir karakter özelliği gibi yerleşir.

Ertelemenin etkileri yalnızca bireysel değildir:

  • İlişkiler etkilenir: Sürekli ertelenen buluşmalar, verilen ama tutulmayan sözler, ilişkilerde güvensizlik yaratır.
  • Akademik ve iş performansı düşer: Sınavlara son gece çalışmak, projeleri son dakikaya bırakmak, potansiyelin altında performans göstermeye neden olur.
  • Sağlık bozulur: Sürekli ertelenen kontroller, tedaviler, sağlıksız yaşam alışkanlıkları kronik sorunlara yol açar.
  • Özgüven zedelenir: Her erteleme, “yapamadım” duygusunu biraz daha pekiştirir.

 

Ertelemenin Derininde Ne Var?

Erteleme davranışı, genellikle bazı psikolojik savunma mekanizmalarıyla birlikte görülür:

  • Kaçınma: Acı veren duygu ve düşüncelerden uzak durmak için yapılan bir manevradır.
  • İnkar: Problemi görmezden gelmek, yok saymak.
  • Yansıtma: Sorunu dışsal nedenlere bağlamak (“Zaten ortam uygun değil”, “Bugün uygun bir zaman değil”).
  • Rasyonalizasyon: Ertelemenin mantıklı bahanelerle açıklanması (“Ben baskı altında daha iyi çalışırım”).

 

Erteleme ile Baş Etme Yolları: 

1. Niyetin Ne Olduğunu Anlamak:

  • Gerçekten yapmak istiyor musun?
  • Yoksa bu senin isteğin değil de başkalarının beklentisi mi?
  • Hedefin senin için anlamlı mı?

2. Hedefleri Parçalamak:

  • Büyük bir projeyi değil, bugün atılacak ilk adımı düşün.
  • Örnek: “Kitap yazacağım” yerine “Bugün bir paragraf yazacağım.”

3. Kaygı ile Temas Etmek:

  • Kendine sor: “Bu işi yapmaya başladığımda beni en çok korkutan şey ne?”
  • O korkunun içinde kalabilme pratiği yapmak. (Mindfulness, farkındalık egzersizleri bu noktada çok işe yarar.)

4. Mükemmeliyetçilikle Yüzleşmek:

  • Kendine şu soruyu sor: “Bu işin tamamlanması mı önemli, kusursuz olması mı?”
  • Mükemmelin peşinde tükenen enerjiyi, bitmiş işler bırakmaya yönlendirmek.

5. Küçük Zaferleri Kutlamak:

  • Her biten adımın ardından kendine teşekkür etmek.
  • İlerlemeyi görünür kılmak (listeler, takip çizelgeleri, günlükler).

6. Öz-şefkat Geliştirmek:

  • Başlayamadığın günlerde de kendine anlayış göstermek.
  • İçsel eleştirmeni fark etmek ve o sesle ilişki kurmak.

 

Bir Terapi Seansından Not:

Danışan: “Bir türlü o maile cevap veremiyorum. Açıp yazsam bitecek biliyorum ama erteliyorum.”
Terapist: “Ne hissettin o maili düşününce?”
Danışan: “Ya yanlış bir şey yazarsam… Rezil olurum diye korkuyorum.”
Terapist: “Yani mesele o mail değil, hata yapma korkusu.”
Danışan (sessiz kalır): “Evet…”

Erteleme, sadece zamanla değil, korkularla, kendilik algısıyla, geçmişte duyduğun eleştirilerle, beklentilerle ilgilidir. Ve bu yüzleşmelerin yeri de çoğu zaman bir terapi odasıdır.

Ertelemek bazen kendimizi koruma biçimimizdir. Kendimizi kaygıdan, utançtan, yetersizlik hislerinden korumaya çalışırız. Ama bu koruma, zamanla kendimizi hayattan, üretmekten, yaşamak ve ilerlemekten de korumaya başlar.

#erteleme #tembellik